Başlığa bakıp da hemen karar vermeyin..
Önce neden çekilmediğini şöyle bir gözden geçirelim.
Son yıllarda Türkiye’de en popüler takım kuşkusuz Fenerbahçe’dir.
2000’li yıllarda yeni doğan çocuklar Galatasaraylı olurdu, ancak devir değişti, artık Fenerbahçe daha ağır basıyor.
Peki; Fenerbahçe neden bazı insanlara hâlâ antipatik geliyor?
Kurumsal yapı, stadı, transferi, yönetimi, hocası, futbolcusu ile tam bir “Dünya Kulübü” olma yolunda çok önemli adımlar attı ve atmaya da devam ediyor.
Maalesef buna diğer takımlar ne Galatasaray, ne de Beşiktaş ayak uydurabildi.
Yıllardır iki takım Fenerbahçe’nin aksine kulüplerini kurtarma adına yapmaları gereken çalışmalardan ziyade Fenerbahçe ile uğraşmayı tercih ettiler.
Hâlâ da aynı yolu çiziyorlar.
Beşiktaş yönetimi, “Fenerbahçe’den futbolcu çaldı” dedirtmek için onlarca hatalı transferler yaptı ve durumu ortada.
Galatasaraylı yöneticiler ise sırf Fenerbahçe’ye muhalefet olsun diye “gariban ayağına yatıp” sempati toplamaya çalıştı. Bunu sadece Fenerbahçe’yi aşağıya çekmek adına yaptılar.
Ancak; tutmadı, tutmayacağı da belliydi.
Ama; umut fakirin ekmeğiydi “ya tutarsa" diyerek iki kulübün de onca yılını yediler.
Yabancı transferlerinde, hocalara ödenen milyon dolarlarca paralara bakın, Beşiktaş ile Galatasaray’ın düştüğü durumu en kestirme yoldan görebilirsiniz.
Peki, Fenerbahçe doğruyu yaparken, neden insanlara antipatik geliyor?
Aslında İspanya’da, İtalya’da, İngiltere’de de durum bundan farksız değil.
Manchester United, Barcelona, Inter gibi takımlar da ülkelerinde rakiplerince antipati ile bakılıyor.
Çünkü; bu saydığım kulüp yönetimleri “günü kurtarma” değil, “geleceği garanti altına almaya” çalıştılar ve onun için bugün “dünya markası” oldular.
İşte Fenerbahçe’nin de yaptığı budur.
Rakipler, Fenerbahçe’yi alta çekmeye çalışacağı yerde, Fenerbahçe’yi geçme telaşına düşmeleri daha doğru olurdu.
Her sezon başı Galatasaray yönetimleri olsun, Beşiktaş yönetimleri olsun yaptıkları transferleri hep Fenerbahçeli transferlerle kıyaslamaya çalıştılar.
Lincoln ile Roberto Carlos’u, Delgado ile Alex’i kıyasladıkları gibi.
Bu kulüplerin yapması gereken, transferleri kıyaslamak değil, Avrupa’da ve Dünya’daki başarılar olmalı.
Çünkü; yönetici kartviziti taşımak artık çok kolay. Ama yöneticilik yapmak, ne Fenerbahçe’de, ne Galatasaray’da ne de Beşiktaş’ta kolay. Artık bunun farkına varılmalı..
Son olarak şunu da hemen belirtmek istiyorum; Fenerbahçe bu sezonu şampiyon dahi bitiremezse yine bu yapıyla devam eder, ancak Beşiktaş her an patlamaya hazır bomba, Galatasaray’ın kaderi ise Hakan Şükür ve Hasan Şaş’ın gibi futbolcuların elinde!