Belçika maçını kazanamayız

Melih Gümüşbıçak: Ermenistan- Türkiye maçı, her şeyin biraz güllük gülistanlık görünüğü bizim de bu arada rahat rahat başlayıp üç puanımızı aldığımız, cebimize koyup geldiğimiz bir karşılaşma oldu. Nasıl gördünüz, nasıl değelendireceksiniz?

Bülent Tulun: Bu siyasi, politik üst düzey bir takım davranışların maçın önüne geçmesine kamuoyu çok fazla izin vermedi zaten. Burada Fatih Terim de oldukça iyi bir duruş gösterdi. Görünen o ki buradan faydalanmak isteyen, burada kendi ülkesi adına artı yazdırmak isteyen Ermenistan’dı. Çünkü Ermenistan hepimizin bildiği gibi İran’dan başka yere çıkışı olmayan bir ülke.

Ahmet Çakar: Üç milyon Ermeni’nin yaşadığı, bugün iki akraba takım maç yapsa ufak bir hır olur ama milli maçta bir tane hadise olmadı, en azından ben duymadım. Demek ki bu soykırım iddiaları, hepsi manipülatif iddialar. Benim en yakın arkadaşım Ermenidir. Nedir bu kavga, nedir bu kin? Cevabını dün akşam Erivan’da milyonlarca Ermeni; beyefendilikleriyle, sportmenlikleriyle gösterdiler. Hepsinin başına da polis dikemezsin, böyle davranın bizim menfaatimiz vardır sınırı aşmayın diyemezsin.

Gürcan Bilgiç: Cumhurbaşkanımız sadece maçı seyretmeye gitti maç günü. Erivan’a indi, akşam 21.00, 22.00 itibariyle de kalktı uçağı Türkiye’ye döndü. Ve o maç sırasında ilk defa Cumhurbaşkanı düzeyinde Ermenistan’da bir devlet yetkilimiz var oldu. Bu demektir ki biz sizin komşu ülkeniziz, biz buradayız aramızda çözümsüzlükler var ama biz buraya geliyoruz birlikte oturuyoruz, bundan sonra da eğer sorunlar varsa birlikte çözeriz.

Serdar Bali: Bu işlerde bir şekilde arabulucular vardır ya futbol da bir arabulucu bence. Basketbol da arabulucu, tenis de. Sporun güzelliği burada. Yavaş yavaş bir kaynaşma oluyor.

SIRADAN BİR MAÇ OLDU

Ahmet Çakar: Ben Ermenistan maçında iyi oynadık kötü oynadık onu tartışmıyorum. Maç öncesi öyle bir hava yaratıldı ki Türkiye’de, sanki ayda kraterlerin olduğu bir zeminde oynayacağız; insana benzemeyen, ısıran, hadise çıkartan 50 bin kişinin karşısına çıkacağız. Oysa Erivan’da son derece sıradan bir maç oldu bana göre. Avrupa’nın en kötü beş, altı takımından biri olan bir takıma karşı oynadık, kazandık. Milli takım ciddi anlamda çok kötü sinyaller veriyor. Milli takım iyi değil.

Gürcan Bilgiç: Ben kötü kısmına katılmıyorum hoca. Bence daha iyiye gidiyor. Çok iyi değiliz ama her maç daha iyiye gidiyoruz.

Ahmet Çakar: Benim medya hayatımda Gürcan Bilgiç’e zaafım vardır. Bir insanın bir insana nazının fazla geçmesi, fazla sempati duyması bunlar yıllar arası yaşadıklarınızla alakalı olarak insanın insana zaafı olur. Fatih Terim’in de Emre Belözoğlu’na zaafı var. Terim’in, Emre Belözoğlu zaafı beni bir taraftan mutlu ediyor, bir taraftan da uyuz ediyor. Şartlar ne olursa olsun Emre, Fatih Terim’i kırmamak için sakat falan oynuyor. Oysa ki aynı Emre, Newcastle’da oynamıyor, Fenerbahçe’de de oynamıyor. Bu beni rahatsız ediyor. İnsan ilişkileri bu kadar böyle baba oğul zihniyeti içerisinde güzel olsa da, bazen bu zaaflar milli takıma ve kamu vicdanına zarar verir.

Gürcan Bilgiç: Avrupa Şampiyonası etabında liderlik görevi Emre’ye verildi olmadı. Avrupa Şamiyonası’na gittik, gruptan çıktık, yine liderlik görevi Emre’ye verildi, ilk maçtan sonra yok, olmadı. Kamp süresince de Fenerbahçe transferiydi, şuydu buydu derken Emre hakikaten beklenen performansı gösteremedi, teknik heyeti tatmin edemedi. Burada kimler çıkmıştı, Tuncay çıktı ön plana, Nihat çıktı daha tecrübeli oyuncular.

Bülent Tulun: Benim milli maçta kendime göre tespit ettiğim bazı şeyler var. Bir artı performans gösteren oyuncular var, bir de eksi performans gösteren oyuncular var. Artılarda en başta Semih. Benim de bu çocuğa karşı aşırı bir sempatim var. Colin Kazım çok iyi işler yaptı. Mehmet Aurelio’nun ne kadar önemli bir adam olduğu milli takımdaki doksan dakikasını görünce bir kez daha ortaya çıktı. Tuncay oldukça iyiydi. Bunlar artılar. Eksilerden bahsettik, mesela Emre’den. Servet’te bir düşüş görüyorum. Bir de enteresan, çok beğendiğim bir oyuncu da düşüş görüyorum. Hem Fenerbahçe’de, hem milli takımda. Bu da Gökhan Gönül.

GRUBUN 1.Sİ BELLİ

Gürcan Bilgiç: Geçen sene, kendini kanıtlamaya çalışan o çocuk gitmiş, sanki çok farklı bir karakter, dokunulmazlık taşıdığına inanan, oldum diyen başka bir çocuk gelmiş durumda. Gökhan’ın şu an bence kafası biraz karışık.

Serdar Bali: Tek başına santrfor oynadığı zaman Semih daha çok zorlanıyor. Yani bir takımın santrforu olarak sahaya çıkıp da ataklara duvar olmayı, atılan toplara kafaya çıkmaya çalıştığı zaman stoperlerin arasına girince sıkıntı yaşıyor.

Ahmet Çakar: Çarşamba geceki Belçika maçından çok korkuyorum. Muhtemelen kazanamayacağız. Ciddi anlamda problemli bir takımız. Siz bakmayın Ermenistan’ı falan yendiğimize. Bakmayın siz Avrupa üçüncüsü olduğumuza. Biz iyi değiliz. Bu grupta şansımız ilk iki için hemen hemen yok denecek kadar az. Bir defa birinci olamayız. Grubun birincisi net bir şekilde belli: İspanya. İkincilik Belçika, Bosna Hersek ve Türkiye savaşır ama ben ikincilik şansını da zor görüyorum.

Bülent Tulun: Ben aynı fikirde değilim. Özellikle İspanya’ya karşı bizim ciddi iyi oyunla oynayacağımıza inanıyorum. Çünkü bizim Del Bosque gibi bir avantajımız var!

İSPANYA’DAN KORKMUYORUM

Serdar Bali: Şimdi muhtemelen İspanya’da da, böyle bir programda oradaki spor yazarları bizdeki avantajı da söylüyordur tabi. Bizim Del Bosque avantajımız var ama onların da avantajı vardır.

Ahmet Çakar: Ben İspanya’dan korkmuyorum. Bana göre gruptaki en iyi maçlarımızı İspanya ile oynayacağız. Ben korkularımı söyleyeyim. Çarşamba günü İstanbul’daki Belçika maçı. Estonya’daki maçtan da korkuyorum. Yeni bir Letonya faciası yaşayabiliriz.




--------------------------------------------------------------------------------