Farkındaysanız asıl konu kaydı gitti, geriye sadece yazarların rüşt ispatı kaldı.
Çünkü Başbakan dedi ya:
- Tetikçiler.
Şimdi herbirimiz, akıl ve mantığı, hak ve hukuku, iz’an ve vicdanı, hatta Doğan ve Erdoğan’ı bir kenara bırakıp minder dışına çıktık “biz tetikçi değiliz” diye bağırıyoruz.
Boşuna.
***
Çünkü biz bu damgayı, karşılıklı olarak çoktan vurduk birbirimize.
- İktidar yalakası.
- Haydi oradan, patron uşağı.
Avrupa Birliği Yandaşlarına ve Karşıtlarına ne sıfatlar taktığımızı bilirsiniz.
Sonraları daha da azıttık... Şeriatçı ve Darbeci diye rütbeler icat ettik.
Bugün artık korkarım ki aramızda sözü dinlenir kimse kalmamıştır.
Çünkü bir kısmımız satılık ve kiralık’tır, bir kısmımız da ya iktidar yalakası yahut patron tetikçisi’dir.
Kim diyor?
Biz diyoruz.
Kime diyoruz?
Kendimize diyoruz.
Eh... Erdoğan da bizden duyduklarını, bizden öğrendiklerini söylüyor.
***
Bu arada Türkiye nereye gidiyor? Ekonomi ne oluyor?
Terör ne âlemde?
Yâni “Doğan-Erdoğan kavgasının zamanı mı?” Birbirlerini sevmesinler, selamlaşmasınlar, zararı yok ama öldüresiye kavga olur mu?
Bunu sorduğunuz zaman da:
- Haydi oradan yalaka.
Hah... Biz şimdi yalaka olmadığımızı ispatlamaya çalışalım. Gerisi mühim değil, tamam mı? Batsın bu ülke.